Frankestein varyantı nedir? Frankestein varyantı belirtileri nelerdir, nasıl önlemler alınmalı? (Covid-19)

Frankenstein varyantı hızla yayılan ve halk arasında “Frankenstein” olarak adlandırılan yeni bir COVID-19 türüdür. Ses değişikliği ve boğaz ağrısı, bu varyantın öne çıkan ayırt edici semptomları arasında yer alıyor. Mevcut aşılar, özellikle şiddetli hastalık ve hastaneye yatış riskine karşı etkili koruma sağlamaya devam ediyor. Peki, bu varyantın bulaşıcılığı ne kadar yüksek ve hangi önlemler alınmalı? Sağlık otoriteleri bu yeni varyantı yakından izliyor. Peki, COVID-19’un Frankenstein varyantı hangi ülkelerde hızla yayılıyor ve bulaşıcılığı ne kadar yüksek? Mevcut aşılar Frankenstein varyantına karşı hangi seviyede koruma sağlıyor? Sağlık otoriteleri bu yeni varyantla ilgili hangi uyarıları yapıyor ve bireyler nelere dikkat etmeli? Detaylar haberimizde…
FRANKESTEIN VARYANTI NEDİR?
Frankenstein varyantı, SARS-CoV-2’nin yeni rekombinant türlerinden biri olarak dikkat çekiyor. XFG veya Stratus olarak da bilinen bu varyant, LF.7 ve LP.8.1.2 alt varyantlarının birleşmesiyle oluşur. Belirtileri, boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve yorgunluk gibi klasik COVID-19 semptomlarına benzerlik gösterir.
FRANKESTEIN VARYANTININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Uzmanlar, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, ateş, yorgunluk ve baş ağrısı gibi yaygın semptomların, yeni varyantla birlikte de önceki COVID-19 türleriyle benzerlik gösterdiğini belirtiyor. Daha önce COVID-19’a özgü olarak görülen tat ve koku kaybı artık nadiren ortaya çıkıyor.
KİMLER DİKKAT ETMELİ?
Yeni varyantla birlikte sağlık hizmetine başvuranların profili değişiklik gösteriyor. Acil servislere başvurular çocuklarda yaklaşık %20, 15-74 yaş arası yetişkinlerde ise %12 artış gösterirken, hastaneye yatış oranları hâlâ düşük seyrediyor. Ayrıca, varyantın daha soğuk iklimlerde erken yayılma eğilimi ve yaz aylarında yerel dalgalanmalara yol açması, uzmanlar tarafından önceki türlere göre alışılmadık bir durum olarak değerlendiriliyor.
Stratus varyantının daha ciddi hastalıklara yol açtığı düşünülmese de, bağışıklık sisteminden kısmen kaçabilme yeteneği, özellikle bağışıklığı zayıf kişiler için risk oluşturuyor.
EN ÇOK KİMLER RİSK ALTINDA?
En yüksek risk grubunu 80 yaş üstü bireyler, bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve kronik rahatsızlığı bulunan kişiler oluşturuyor. Çocukların verilerde daha fazla yer alması ve ebeveynlerin COVID-19 şüphesiyle daha sık doktora başvurması dikkat çekiyor. Daha genç yaş gruplarında ciddi hastalık nadiren görülse de, uzmanlar ailelere temkinli olmaları ve gerekli önlemleri almaları konusunda uyarıda bulunuyor.