Hababam’ın 50. yılında sarı-lacivert sevdası
Türk sinemasının hafızalara kazınan efsanesi Hababam Sınıfı, 50’nci yılını hayatta kalan oyuncularıyla kutladı.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen takım, sinemanın unutulmaz mirası Hababam’ı yad ederken, ortak tutkuları olan Fenerbahçe’ye dair anılarını ve hislerini da Demirören Haber Ajansı’na (DHA) anlattı. Yıllar evvel Fenerbahçe-Erciyes maçında yaşadıkları maç tecrübesi, tribünlerde duydukları sevgi sloganları ve sarı-lacivertli renklere olan bağlılıkları, bu özel yıldönümünde yine hayat buldu.
ERCAN GEZMİŞ: HAYATIMDA İKİ KIYMETLİ OLAY VAR; BİRİ HABABAM, OBURU FENERBAHÇE
Hababam Sınıfı’nın hayatta kalan isimlerinden Ercan Gezmiş hislerini, “Burada gördüğünüz üzere hayatta kalan bütün arkadaşlarımız Türkiye’nin her yerinden geldiler. Biz burada 50’nci yılımızı kutluyoruz. 50 yıl Türk sinemasında büyük bir olay. Dünya literatürüne girmiş olan Hababam Sınıfı’nın hayatta kalan 57 bireyinden sonra yaklaşık 17 şahsı ile bir daha ‘bir sonraki jenerasyonu görebilir miyiz?’ bilmiyorum lakin göremeyiz herhalde. Şu an 8’inci jenerasyon bu sineması seyrettiğine nazaran herhalde 12’nci jenerasyonu görürüz. Bu bizim için çok büyük bir onur” halinde tabir etti.
Fenerbahçe dendiğinde akan suların durduğundan bahseden Gezmiş, “Hayatımın iki kıymetli olayından biri Hababam, oburu Fenerbahçe. Fenerbahçe şampiyon olsun ya da olmasın, dünyanın en büyük spor kulüplerinden bir tanesidir” dedi.
Gezmiş, yıllar evvel Fenerbahçe-Erciyes müsabakasında Hababam sınıfına özel yapılan jest hakkında, “O dönemki liderimiz Aziz Yıldırım bizi Kayseri Erciyes maçına davet etti. Tüm stat, 50 bin kişi “Hababam güm güm” diye bağırıyor. Tüylerimiz diken diken oldu. Birinci golü atınca Sow, Kuyt, Caner, Gökhan ve hepsi gelip tek ayak üzerinde durdu” ifadelerini kullandı.
Bu dönem çok umutlu olduğunu söyleyen Hababam efsanesi, “Bu iş bir beraberliğe ve yenilgiye bakar. Ah Samsun maçı ah… Fakat sorun değil, biz her branşta şampiyonuz. Fenerbahçe demek Hababam demek, Hababam demek Fenerbahçe demek” formunda açıklamalarda bulundu.
AHMET ARIMAN: FENERBAHÇE ÖBÜR GRUPLARA GÜVENEREK ŞAMPİYONLUK BEKLEMEZ
Hababam Sınıfı’nın ‘Hayta İsmail’i Ahmet Arıman, Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolundaki duruşunu “Galatasaray şampiyon olabilir. Ben Fenerbahçeliyim ve sınıfta da Fenerbahçeliyim. Fenerbahçe’nin şampiyon olması için Galatasaray’ı alanında yenmesi gerekiyordu. Diğerinden ümit beklemek Fenerbahçe’ye yakışmaz. Evvelden bir Mahmut Hoca’dan çekiyorduk bir de Trabzon’dan. Artık Trabzon bize çektirmiyor, 2 dönemdir Galatasaray’dan çekiyoruz” diyerek tabir etti.
Erciyes maçı hakkında da, “Halit Akçatepe de yanımızdaydı. Hayatta kalan son ağabeyimizdi. Statta büyük ekranda Münir Özkul’u gösterildi. Ben çok duygulandım. ‘I love you Hayta’ diye taraftarlar bağırdı. O günü unutamıyorum” sözlerini kullandı.
Fenerbahçe’nin daha düzgün yerlerde olması gerektiğini söylerken kelamlarını, “Dediğimiz üzere, Galatasaray’ı yenmeden bu iş olmaz” diyerek noktaladı.
TEOMAN AYIK: GOLDE HAYTA’NIN AYAKLARI YERDEN KESİLMİŞTİ
Hababam Sınıfı’nın öbür değerli ismi Teoman Ayık da hem grubuna olan sevgisini hem de unutamadığı anları anlatırken şampiyonluk yarışı için de, “Biz Hababam olarak koyu Fenerbahçeliyiz fakat imgeye nazaran Galatasaray şampiyon olacak üzere duruyor. En güzel olan kazansın. Ortamızda büyük bir puan farkı yok. Fenerbahçe de şampiyon olabilir” dedi.
Efsane oyuncu, “‘Aç kapıyı Veysel Efendi’ diyen arkadaşımız vefat etti. Bu, beyinlere kazınan bir cümleydi. Hababam Sınıfı olarak Fenerbahçe’ye çok muvaffakiyet dilemişizdir ancak benim bir öyküm var. Bizi Erciyes maçına davet ettiklerinde, oraya gittiğimizde yanımda Güdük Necmi oturuyordu, sağımda da Ercan Bey vardı sanırım. O maçı Fenerbahçe alsa şampiyon ilan ediliyordu. Maçın 0-0 bitecek bir havası vardı. 52’nci dakikada Emenike bir gol attı. Ben o gol atıldığında Hayta’nın kolunu tutuyormuşum. Bir baktım Hayta’nın ayakları yerden kesilmiş” diyerek anısını anlattı.
BÜLENT İĞDİROĞLU: FENERBAHÇELİLİK BİR DURUŞ, BİR KÜLTÜRDÜR
Hababam Sınıfı’nın bedelli oyuncularından Bülent İğdiroğlu ise Fenerbahçeliliği bir hayat biçimi olarak tanımladı:
“Ben bir Fenerbahçeli olarak Fenerbahçe’yi seviyorum. Şampiyonluk çok değerli değil lakin inşallah Fenerbahçe şampiyon olur diyelim. Fenerbahçe bir kadro değil, spor kulübüdür. Biz buna ‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’ diyoruz. Şöyle söyleyeyim: Yeterli ki Fenerbahçeliyiz. Bizde Galatasaraylı çok az.”
Fenerbahçe taraftarının acıyı hazmedebilen bir taraftar kümesi olduğunu lisana getiren İğdiroğlu, “Üzüntüyü hazmedebilen bir taraftar kümesi ve ben de öyleyim. Fenerbahçe büyüklüğü şampiyonluklarla ölçülemez” diyerek kelamlarını noktaladı.
