Türk judosunda olimpiyat madalyası “İtalyan ekolü”yle gelecek

Huysuz, milli judocuların 2025 yılındaki çalışmalarını ve hedeflerini AA muhabirine değerlendirdi.
2024 Paris Olimpiyatlarından sonra Japon sisteminden vazgeçerek “İtalyan ekolüne” geçmeye karar verdiklerini belirten Huysuz, “Daha iyi olması adına 1 Temmuz itibariyle Judo Milli Takımımıza İtalyan hocamız Giorgio Vismara başladı. 2025’teki bütün müsabakalara da 2028 Los Angeles Olimpiyatları’nın hazırlığı olarak bakıyoruz. İlk kampını Kastamonu’da yaptı, şuanda da iyi bir hazırlık dönemi geçiriyor. Özellikle bazı sporculara testler uyguladı, testlerden sonra da onlara bireysel antrenman programı çıkardı. Şimdi de Kocaeli’nde olimpik takım ile ikinci çalışma dönemimiz devam ediyor.” dedi.
Japon antrenörlerden istedikleri verimi alamadıklarını kaydeden Huysuz, şöyle devam etti:
“Japonlarla sistemimiz tutmuyor, çünkü orada çocuklar ilkokuldan başlayıp, ortaokul, lise ve üniversitede milli takım düzeyinde sürekli antrenman programlarıyla judo yapıyor. Tabii ki Japon hocamız bunu tam idrak edemedi ve olimpik periyodun tam yoğun olduğu dönemde istediğimiz verimi alamadık. İtalyanlar bizim için daha uyumlu hem teknik, hem de fizik gücü yüksek bir hocayla zihinsel olarak da güçlü bir karakterle devam etmek istedik. Bu işte artık İtalyanlar da dünyada söz sahibi, kondisyoner ve teknik taktiklerde de İtalyanlar çok üstün, son olimpiyatlarda da 3-4 madalya aldılar.”
Genç milli judocuların 4-7 Eylül’de Slovakya’da Avrupa Şampiyonası’na ardından da 2-5 Ekim’de de Peru’da Dünya Şampiyonası’na katılacaklarını dile getiren Huysuz, “EYOF’ta (Avrupa Gençlik Olimpik Festivali) çok güzel madalyalar aldık ama 2025’te en önemlisi tabii ki İslami Dayanışma Oyunları. Olimpik ve büyük takımımızı oraya hazırlıyoruz. Onun dışında yeni hocamız Vismara ile genç ve ümitlerden gelen sporcularımızı da koordine edip 2028 takımını oluşturup olimpiyat odaklı devam edeceğiz.” diye konuştu.
“2028’DE ÖZELLİKLE MADALYA BEKLEDİĞİMİZ SPORCULARIMIZ VAR.”
Huysuz, olimpik judo takımının bu sene ilk defa 27-29 Eylül’de Çekya’da Avrupa Kupası’na katılacağını hatırlatarak, “Akabinde olimpiyatlara da puan veren Peru Grand Prix’e katılacağız hem de takımı deneyeceğiz. Sonra da olimpik takım Riyad’da İslami Dayanışma Oyunları’na gidecek. 2026 Ocak ayında Japonya’da bir kamp yapacağız ve 2026 Avrupa Şampiyonası ile beraber de olimpiyat kota puanlamaları başlayacak.” dedi.
Vismara’nın olimpiyat madalyası kazanmış, karakter olarak da çok uygun başarılı bir teknik adam olduğunu vurgulayan Huysuz, “Daha ilk kamp ve ikinci kampta o pozitif enerjiyi gördük, kampın bütün raporlarını verdiler, tek tek sporcu sporcu analizlerini çıkarttılar. Şimdi Kocaeli’nde devam eden kampta da aynı şekilde sporcuların analizlerine göre bireysel antrenman programları yaptı. Sporcularla da konuştuğumuzda herkes değerli buluyor, hocaya da inanıyorlar, eksikliklerini de gördüler, hatalarını görüp ders çıkardılar.” şeklinde konuştu.
Olimpik milli judo takımında bazı sporcuların “emekli” olduğunu da anlatan Huysuz, şöyle devam etti:
“Kayra Sayit artık spor kariyerini tamamladı. Mikail Zgank da bitirmek üzere. Vedat Albayrak devam ediyor diğer sporcularımız ise zaten çok genç. Özellikle bizim İbrahim Tataroğlu daha 17 yaşında Paris Olimpiyatları’na gitti. 2028 Los Angeles’ta özellikle madalya beklediğimiz sporcularımız var. Ümitlerden, gençlerden gelen çok başarılı grafik çizen sporcularımız var. Onlar da olimpiyat zamanında 21 yaşında olacaklar, 20-21 yaşında genç bir kadroyla 2028’e hazırlanıyoruz. Olimpiyatlar için şu anda 25-30’a yakın sporcu havuzumuz var.”
Judoda şuanda 10 sporcunun olimpiyatlara hemen gidebilecek düzeyde olduğunu da kaydeden Huysuz, açıklamasını şöyle tamamdı:
“Bazı sıkletlerimizde mesela kadınlar 78 kilo, erkekler 90 ve 100 kiloda sporcumuz yok. Buralara dışarıdan (devşirme) sporcu getirebiliriz. Getirmemiz de bazen faydalı oluyor, rekabet artıyor hem de takımın lokomotifi oluyor, profesyonelce judo yapıyorlar. Devletin sağladığı imkanların farkında olmayan sporcularımız için de dışarıdan gelenler iyi oluyor. Genç, yetenekli sporcular getirmek istiyoruz. Maalesef profesyonellikten uzak sporcularımız bizi yarı yolda bırakabiliyor. İstiyoruz ki, devletin verdiği imkanları iyi kullansınlar ve başarılı olalım, çünkü ülkenin buna ihtiyacı var.”